Razer Deathadder V3 Pro İncelemesi

Oyuncu ekipmanı dendiği zaman akla ilk gelen markalardan biri Razer diyebiliriz. Çünkü yıllardır oyuncu ekipmanları üreten ve başarı yakalayan bir marka oldu. Özellikle oyuncu faresi tarafında ise yıllardır bir hayli iddialılar. Bugün incelemesini yapacağımız Razer Deathadder V3 Pro model kablosuz oyuncu faresi de bu iddialarını tam gaz devam ettirdikleri modellerden biri oluyor.

Bu fare Razer Focus Pro optik sensörüyle birlikte tepe seviyeye konumlandırılıyor. Üstelik bu kablosuz bir oyuncu faresi olmasına rağmen neredeyse bir kablolu fare kadar hızlı ve tepkisel olmasıyla öne çıkıyor. Dahili bataryasına rağmen 64 gramlık ağırlığıyla da bir hayli ergonomik bir model. Gelin Razer Deathadder V3 Pro incelemesine geçelim.

Razer Deathadder V3 Pro Kablosuz Oyuncu Faresi

Kutu İçeriği

İlk olarak cihazın kutusundan başlıyoruz. Razer’ın yıllardır kullandığı siyah ve yeşil renk temalı kutu bu farede de devam ediyor. Kutunun ön yüzüne farenin bir görseli yerleştirilmiş. Altta ise fareyi öne çıkaran bazı özelliklerin işlendiğini görüyoruz, genel anlamda sade fakat şık bir kutu tasarımı olmuş diyebiliriz. Zaten bu artık Razer’da bir klasik haline geldi.

Bu farenin kutu içeriği gayet iyi diyebiliriz. Tıpkı Deathadder V2 Mini modelinde gördüğümüz gibi kauçuk “grip” parçalarına bu farede de yer verilmiş. Bunlar clicklere sağa ve sola yapıştırılarak parmaklarınızın kayması daha aza indiriliyor. Fakat en büyük sorun bunların siyah renkte olması, bizdeki fare beyaz renkte olduğu için bunları yapıştırdığımızda çirkin bir görüntü oluşturdu. Buna ek olarak 2 metre uzunluğunda oldukça hafif bir SpeedFlex Type-C kablo da kutuda var.

Ayrıca dongle eğer uzak bir noktada kalırsa diye kutu içeriğinde ufak bir uzatıcı aparata da yer verildiğini görmekteyiz. Tabii ki şaşırmayacağınız üzere bir teşekkür kartı ve kullanma kılavuzu bu kutuda yerini almış. Aslında yedek skatezlere de bu farede yer verilebilirdi, çünkü bu üst seviye bir fare ve haliyle oldukça pahalı bir model.

Tasarım ve Diğer Detaylar

Fareyi kutusundan çıkarttığımızda bizleri beyaz renklerdeki Deathadder V3 Pro modelin karşılıyor. Farenin siyah versiyonu da var fakat bizdeki inceleme örneği beyaz renkte. Açıkçası beyaz ekipman bulmanın zor olduğunu düşünecek olursak bu tarafta çok iyi bir alternatif oluşturuyor diyebiliriz. Faredeki tek siyah kısım ise maalesef aydınlatma olmayan Razer logosu ve fare tekerleği. Böylesine üst seviye bir farede en azından logo kısmında bir RGB aydınlatma görmek isterdik, tabii ki ağırlığı artıran ve pil ömrünü düşürebilen şeylerden biri.

Razer Deathadder V3 Pro modeli diğer DA serisi fareler gibi sağ el için tasarlanıyor. Tasarımındaki eğimler sağ elli çoğu kullanıcı için gerçekten çok iyi. Eğer sol elinizi kullanıyorsanız Razer Viper gibi modellere yönelmeniz çok daha iyi olacaktır. Razer’ın söylediğine göre palm grip tarzında fare kullananlar için biraz daha uygun. Fakat bu fareyi orta-büyük ele sahip çoğu kullanıcının rahatlıkla kullanacağını düşünüyoruz. Burada 64 gramlık ağırlığın da etkisi bir hayli büyük.

Bu farenin click bölgesi gövdeden ayrı. Hatırlayacağınız üzere önceki nesil Deathadder V2 modelinde gövdeyle bütünleşikti. Günümüzde çoğu marka üst seviye cihazlarında ayrı click bölgesi kullanıyor, bunun tıklamaları daha da kolaylaştırdığı düşünülüyor. Bu farenin tıklama hissiyatı kendisinden beklendiği üzere oldukça üst seviye. 3. nesil optik anahtarlar hem çok iyi bir hissiyata sahip hem de mükemmel bir tepki süresi sunuyor. Zaten Razer’ın iddiasına göre 90 milyon tıklamaya kadar dayanıklılar.

Bu farenin sağ el kullanımı için tasarlandığından bahsetmiştik, haliyle sol taraftaki programlanabilir tuşlar buna göre konumlandırılmış. Konumu Deathadder V2 modeliyle benzer durumda, tıklama hissiyatı ve kullanınılırğı oldukça iyi. Fakat bu bölgede bir sniper tuşu kullanılabilirdi, bu da DPI düşürmeye uğraşmamak anlamına geliyor. Diğer bir gelişme ise artık kauçuk yüzey kullanmamaları. Kauçuk yüzey başlarda iyi gibi gelse bile zaman geçtikçe aşınıyor ve rahatsız edici bir hal alıyor, tercih edenler için kutuya koymaları da bir avantaj tabii.

Farenin altına baktığımızda altta oldukça büyük bir skatez görüyoruz, bunlar teflon malzemeden ve oldukça dayanıklılılar. Buna ek olarak sensörün çevresinde de skatez kullanıldığını görüyoruz bu güzel. Üst tarafta da yine aynı şekilde teflon skatezlere yer verilmiş. Soldaki ufak buton ise açma kapama ve DPI değiştirme tuşu olarak görev yapıyor. Açıkçası DPI değiştirme tuşunun farenin üst kısmında da görmek isterdik, tabii isteyen farklı tuş kombinasyonlarını yazılım üzerinden atayabilir.

Razer Deathadder V3 Pro Teknik Detaylar

• DPI: Maksimum 30000 DPI, Kademesi Ayarlanabilir
• Sensör: Focus Pro Optik
• Tarama Frekansı: 1000 Hz (1 Ms) (Ayarlanabilir)
• Hızlanma: 70G
• Maksimum Hız: 700 IPS
• Switchler: Sağ-Sol 90 Milyon Tıklama Ömrü, 3. Nesil Razer Optik Switch
• RGB Desteği: Bulunmuyor
• Bağlantı: Razer Hyperspeed Wireless, Speedflex Kablo
• Yazılım: Razer Synapse
• Ağırlık: 64 Gram
• Boyutlar: Uzunluk 128 MM, Genişlik 68 MM, Yükseklik 44 MM

Focus Pro Optik Sensör

Bu fare tepe seviye modellerden biri. Hatta piyasadaki en iyi sensörlerden birine sahip. Razer Pro sensör tam 30000 DPI’a kadar çıkabiliyor bu gerçekten abartı bir değer. 750 IPS ve 70G hızlanma değeriyle de bu iddiasını kanıtlar nitelikte. Aslına bakılırsa bu sensörün tek olayı bu teknik detaylar değil. Çünkü Razer’ın 3 farklı özelleştirmesine bu sensörde yer verilmiş durumda, bunların detaylarına da değiniyor olacağız.

Smart Tracking

Smart Tracking özelliği fareyi kullandığınız zemini otomatik olarak algılayarak sensörü buna göre optimize ediyor. Yüzeydeki yer şekilleri gibi detaylar hızlıca analiz edilerek yaşanacak atlama, algılamama gibi sorunların önüne geçiliyor. Bu sayede farklı tipteki mousepadler ile bu fareyi kullanırken bir sorun yaşamamış oluyorsunuz, buna cam yüzeyler bile dahil.

Asymetric Cut-Off

Smart Tracking teknolojisinin yanı sıra “Asymetric Cut-Off” adı verilen yeni bir teknoloji daha bu sensörde yerini almış durumda. Bu teknoloji de fareyi kullanırken hafif yukarıya kaldırıp hareket ettirenler için tasarlanmış. Sensörün bu hareket esnasındaki hassaslığını da ayarlayabiliyorsunuz. Yani dilerseniz zemine aşırı yakınken algılamasını ya da biraz daha yukarıdan algılamaya başlamasını sağlayabiliyorsunuz. Bunu da kişisel kullanım senaryonuza göre Razer Synapse yazılımı üzerinden ayarlayabiliyorsunuz. Bu ayarlama eskiden 3 kademeyken şimdi ise 26 kademeye kadar çıkartıldı, bu çok iyi bir yükseltme.

Motion Sync

Bunların yanı sıra Motion-Sync teknolojisi de sensör verilerinin bilgisayarınıza iletilirken çok daha doğru bir şekilde işlenmesini sağlıyor. Bu teknoloji fare ve bilgisayar arasındaki senkroni geliştirerek sizin hareketinizi en iyi ve en doğru şekilde sisteme yansıtıyor. Böylelikle çok daha keskin ve doğru anlık dönüşler yapabiliyorsunuz.

Razer Hyperspeed Wireless Teknolojisi

Bu fare hem kablosuz hem de kablolu olacak şekilde kullanılabiliyor. Kablosuz tarafında ise neredeyse tıpkı kablolu bir fare kadar hızlı olabiliyor. Razer Hyperspeed teknolojisi gecikmeyi minimuma indirerek çok daha hızlı tepkiler vermenize imkan tanıyor. Frekansı da optimize ederek parazitlerden arındırıyor yani çok daha temiz bir kablosuz veri aktarımı sağlıyor. Hatta bunla kalmayıp dilerseniz Hyperpolling adı verilen ek bir dongle daha alıp 4000 Hz tazeleme hızına bile ulaşabilirsiniz, bu da 0.2 MS gibi mükemmel bir gecikme demek oluyor. Kablosuz bir fare için mükemmel değerler bunlar.

Performans ve Deneyimimiz

Razer Deathadder V3 Pro oyuncu faresiyle yaptığımız testlerde bizi gerçekten çok memnun ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu fare tepe seviyeye neden konumlandırıldığını bizlere hızlı bir şekilde kanıtlıyor. FPS oyunları için tasarlanan bu fareyle oldukça hassas nişan alınıyor, ani tepkiler ise gerçekten çok iyi. Hatta görselde de göreceksiniz biz fareyi mousepad olmadan kullandık buna rağmen hiçbir sorun yaşamadık.

Razer’ın iddiasına göre bu farenin şarj ömrü 90 saate kadar çıkıyor, fakat bunun sağlanması bir hayli güç. Fakat 60-70 saat gibi yine böyle hafif bir fare için iyi diyebileceğimiz kullanma sürelerine ulaşmak mümkün. Eğer Hyperpolling dongle alırsanız şarj süresi 20 saatlere kadar düşüyor bunu da belirtelim. Tabii şarj esnasında kabloyla da kullanmanız mümkün bu konuda bir kısıtlama yok.